13 Ağustos 2019 Salı

Sanat Dünyasının Yüzleri: Ahmet Zeki Yeşil

Sanat dünyasından gördüğüm ve hatırlayabildiğim ilk yüz, ben yaklaşık dört yaşındayken Kuşadası'nda bir yazlıkta olduğumuz sırada tanıştığım Karagöz'ün yüzü olabilir.

Karagöz olmalı, Hacivat değil, Hacivat daha eğitimli olduğu halde Karagöz önde gelen karakter olduğu için.

İkinci yüz hakkında emin değilim ama çocukluğumun yazlık sinemalarından birinde, İstanbul'da izlemiş olduğum filmlerden birinden geliyor olmalı mutlaka. İzlemiş olduğum ilk filmi Sarı Otomobil olarak hatırlıyorum ama o filmden bir yüzüm yok, filmin çok-öykülü yapısı yüzünden. Açıkça hatırladığım ilk yüz, ilkokul yıllarımda çok popüler olan Neşeli Günler'deki Julie Andrews'un yüzü olmalı. Arkadaşlarımın çoğu filmi birkaç kez izlemişti, filmin ünlü şarkısını sınıfta çok yüksek bir sesle söylemiş olduğumu hatırlıyorum. "DO, BİR GEYİK, BİR DİŞİ GEYİK!" Bir arkadaşın "Ne kadar yüksek bir sesle söylüyor, kıpkırmızı oldu!" dediğini hatırlıyorum.

Sanatın dünyalarından uzaktan görmüş olduğum, tanıdığım ve unuttuğum pek çok başka yüz olmuş olmalı. Ancak, görmenin ve tanımanın anlamı ışık hızında iletişimin yeni çağıyla birlikte dikkate değer biçimde değişti. Sosyal iletişim ortamlarında gerçekleşen ikinci doğuşumla başlayarak, uzaktan tanıdığım yüzlerle kolayca iletişim kurabilir oldum.

Ahmet Zeki Yeşil benim için yeni dünyanın en büyük iyi sürprizlerinden biri. Onu tanıyabilmiş olmanın yaşamın yeni anlamları için bir tanım olduğuna inanıyorum. İnsan olmak aynı olmak değil. Tümüyle aynı değerleri, inançları ve gerçekleri paylaşmak değil. Tüm alanlarda aynı bakış açılarına ve görüşlere sahip olmak değil. Evreni ve insanlığı paylaşmanın bir duygusu. Yaşamı anlamanın, karşılıklı güvenin, saygının ve sevginin bir duygusu. Karşılıklı duygularla ve eşit haklarla evrensel bir yaşamı paylaşmanın bir duygusu.

Ahmet Zeki'nin paylaştığı sözcükler ve görüntüler ve aramızdaki iletişim, mutlaka aynı düşünüyor olmasak bile hepimizin evreni benzer şekilde hissedebileceğimizi düşünmemi sağladı. Benim için evren, sınırlı zamanım ve uzayım içinde ulaşabileceğim ve anlayabileceğim her şeydir. Ahmet Zeki'den gelen yansımalar, Yüz Öyküleri'ndeki sınırlarımı çok genişletti. Yaşamda karşımıza çıkan her yüz, yeni zenginlikler getiriyor. Yakın ve özel yüzler, güzel yollar açıyor. Güç veriyor. Dost yüzlerle karşılaşıp tanışabilmek, büyük bir şans olmalı.

İki insanı birbirine en çok yaklaştıran nedir? Galiba en çok; yüreklerinin benzer sevinçlerle coşması, benzer acılarla yaralanması. Öylece gidiverince Dilek Doğan, yüreği tutuşmuş Ahmet Zeki Yeşil'in 26 Ekim 2015'te.

Gülüşünde şifa
Sesinde türküler
Öylece gidiyorsun
Yürekler tutuşuyor...

....

Ahmet Zeki Yeşil 3 Kasım 2015'te "13 Kasım'da raflarda olacak" diyerek "Senkronu Kaçmış Gülüşler" adındaki mizah kitabını duyurmuş.

....

Favori Yayınları'nda Ahmet Zeki Yeşil'in Senkronu Kaçmış Gülüşler'le birlikte Memleket-i Harika ve Erguvan Zamanı adlı kitapları da bulunuyor.

Senkronu Kaçmış Gülüşler
Havadar bir aklım ve kalbim var.
Üşüyorum, altımda bir ıslaklık…
Refah tabana yayılıyor galiba.
Hâliyle her şeyi komik tarafından alıyorum.
Aksi hâlde duygusal merhemler, sinir sistemimizi iyileştiremeyecek.
Ve yüzümüzde eğreti duracak senkronu kaçmış gülüşler.
Haydi, hep birlikte gazlanmadan gülelim.
Medya eğlendirecek, spor heyecanlandıracak.
Bize de güle oynaya yaşamak kalıyor.
Dikkat edelim, cari açığımız görünmesin… 

Memleket-i Harika, dil ile tarif edilmez, kalem ile yazılmaz. Gördüğüm en güzel diyar olup, burada hem şarkın hem de garbın özelliklerini görmek mümkündü. Yabancılar buranın havasına ve suyuna ve dahi göbek atan hatunlarına bayılmaktaydı. Turist hurilere 'fıstık, lokum' deyu adlar takılmakta ve dahi çok iyi muamele yapılmaktaydı. İş bu nedenle, bu diyara gelen turistler, memleketin ahlakını bozduğu gerekçesiyle defaten tecavüze uğradıklarından bir daha gelmemekteydi.

erguvan zamanı
Nisan belki de mizansendir
Belki de yoksun
Renkler masumdur
Zaman erguvan zamanı

Sen eskiden böyle değildin
Hukuk gibiydi dudakların.
Hayatın tazeliği gülüşlerinde
Öperdin sabahları
Korkardı karanlık.

Ahmet Zeki Yeşil'in özgeçmişi şöyle verilmiş:

Ahmet Zeki Yeşil; İzmir/Buca Eğitim Fakültesi/Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Yazmaya İzmir'de, öğrencilik yıllarında mizah öyküleri/yazılarıyla başladı. Ülkemizin çeşitli yörelerinde çalıştı. 90'lı yıllarda, yurtdışında bulunması nedeniyle bir süre yazmaya ara verdi. Halen Ankara'da yaşıyor. Mizah öyküleri/yazıları ve şiirleri dergilerde yayınlanmaktadır.

“Ve İzmir” isimli şiiri, İzmir Şiirleri Antolojisi-2010'nde yer aldı. “Hey Üniversiteli” Eğitim-Sen İstanbul 6'nolu Üniversiteler Şubesi ile Homur Mizah Grubu'nun, Şubat 2013'te düzenlediği “I. Altın Yumurta” yarışmasında Marş Güftesi dalında 2.lik ödülünün sahibi oldu.

Mizah bir tutku olarak devam ederken, ilk kitabı için şiirde karar kıldı.

http://www.ahmetzekiyesil.com/

http://www.volsitrit.com/

https://www.facebook.com/ahmetzeki.yesil/about

Kitaplar:
Erguvan Zamanı (Şiir)
Memleket-i Harika (Mizah)
Senkronu Kaçmış Gülüşler (Mizah)
Hunili Kral (Mizah)

....

Nasrettin Hoca yeni sürprizler getirmiş Ahmet Zeki Yeşil'in yaşamına. Bir ilkokul birinci sınıf öğrencisi, ağlayarak yeni bir Nasrettin Hoca öyküsü yazmış.

"NASRETTİN HOCA NEDEN ÖLDÜ?"
"Ağlayan çocukların yüzüne adı" bir gülümseme olmuş Ahmet Zeki Yeşil'in. "Nasrettin Hoca'nın torunlarının her yer olması gerek" diyordum ama bu kadar aramızda olduklarını bilmiyordum. Çocuklar oldukça, gülümseyen ve gülümseten çocukların sayısı artacak galiba. Nasrettin Hoca'nın torunları her yanı kaplayacak. Dünya gülecek.

Ahmet Zeki Yeşil, 4 Temmuz 2019'da bir TV çekiminden söz etmiş. Mizahını ve ağırlıklı olarak son kitabı NASRETTİN HOCA ARAMIZDA'yı anlattığını söylemiş.

....

Mizah yazarları kötü haberler de verebiliyorlar. Ahmet Zeki Yeşil 22 Mayıs 2019'da Yavuz Özkan'a veda etmiş: "İşçi sınıfının mücadelesini beyazperdeye başarıyla yansıtan usta yönetmen Yavuz Özkan aramızdan ayrıldı. Huzur içinde uyusun."

....

31 Mayıs 2018'de şöyle demiş Ahmet Zeki Yeşil:

"Almanya’da aylık olarak Türkçe/Almanca yayımlanan WELT HEIMAT Gazetesi'ndeyim. Kitabımın kapak karikatürü Berlin'de yaşayan karikatür sanatçısı Hayati Boyacıoğlu tarafından çizilmiştir."

....

İZMİR'DEN GÜLÜMSEYEN DOSTLAR
Ahmet Zeki Yeşil, 2000+X'i Kanguru Yayınevi standında görmüş, iki de fotoğraf göndermiş. Bunu paylaşın. "azy bana sürpriz yaptı" deyin, bence güzel olur" demiş. Gerçekten güzel bir sürpriz oldu. İzmir'den Aydın Şimşek ve Ahmet Zeki Yeşil'in gülümseyen dost yüzlerini görmek.

....





LUCKY VE DORA
21 Eylül 2012'de Nilgün Altan, "17 yıldır bizimle yaşayan sevgili Lucky'mizi <> kaybettik" demiş. Ahmet Zeki Yeşil, "Bu acıyı çok iyi bilirim" diyerek Dora'nın öyküsünü paylaşmış. Belki de ancak sözcükler ve görüntüler, sesler ve dokunuşlar, yaşananlar ve yaşanamayanlar hep birlikte uzaklaşarak geçmişte kalıp yalnızca anılara dönüştüğünde; yaşamın ne olduğunu gerçekten anlayabiliyoruz. Küçücük öykülerde büyük sırların saklı olduğunu görebiliyoruz.